Mehmet Karaca İYİ Parti’den göreve talip
“TOPLUMSAL BARIŞI SAĞLAYACAĞIZ”
İYİ Parti Çorum Milletvekili Aday Adayı Mehmet Karaca, ayrıştıran değil birleştiren, tüm Türkiye’yi kucaklayacak tarafsız bir yönetim istediklerini belirterek, “birlik beraberlik, toplumsal barış sağlanmalı, ayrılıkları köreltip, güzel günleri hep beraber inşa etmemiz, beraberinde eğitim ve üretim konusunda, toplumsal seferberlik düzeyinde mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum” dedi.
Çorumlu Eğitimci Sanayici ve İş Adamları Dayanışma Derneği (ÇESİAD) önceki dönem başkanı ve 27. Dönem Çorum Milletvekili adaylarından Mehmet Karaca, İYİ Parti Çorum Milletvekili Aday Adayı oldu.
Mehmet Karaca, İYİ Parti Genel Merkezi’ne milletvekili aday adaylığı başvurusunu yaparak, resmi işlemlerini tamamladı.
14 Mayıs’ta yapılacak olan 28. Dönem Milletvekilliği seçimleri öncesi göreve talip olan Karaca, İYİ Parti Çorum İl Başkanlığında düzenlediği toplantı ile adaylığını kamuoyuna duyurdu.
Toplantıya; İl Başkanı Erkan Yıldız, İl ve Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri ile partililer katıldı.
İl Başkanı Erkan Yıldız, Milletvekili Aday Adayı Karaca’ya başarılar diledi.
Mehmet Karaca, “gerek iş hayatım, gerekse sivil toplum kuruluşlarından edindiğim tecrübelerden ötürü memleketime ve partime son derece faydalı olacağımı düşünüyorum. Yıllardır memleketimizin tüm sorunlarının takipçisi olduk, sesimizin yettiğince ilgilendik. Bu yüzden gerek memleketim olan Çorum’un, gerekse ülkemin sorunlarına yakınen vâkıfım. Hayatım boyunca da ilkelerime ve prensiplerime bağlı kalarak, edindiğim tecrübeler ve edinimler ışığında, gücümün yettiği her alanda ülkem için, memleketim için çalışacağıma söz veriyorum” dedi.
Karaca, konuşmasında şu konulara değindi:
“Bu ülkede büyük çoğunluk; emeklisinin elektrik faturasını ödeyemediği için icra dairelerinde süründüğü, ucuz sebze meyve alabilmek için semt pazarlarının kapanış saatini beklediği, parası olmadığı için dişlerini yaptıramayan insanların yaşadığı, sokakları caddeleri dilenci dolu bir ülke utancı ile yaşamak istemiyor.
Bu ülkede büyük çoğunluk;
Politikacıların, sanki bu ülke kendilerinden önce dinlerini yaşayamıyormuş, kara propagandası ile din dışındaki bütün değerlerimizi, milli değerlerimizi, ülke sınırlarımızı, bayrak, ahlak ve ulusal kültürümüzü yok etme çabalarını görmek istemiyor.
Bu ülkede büyük çoğunluk; sadece cilalı apartman ekonomisi ile her an balon gibi patlayacak bir ekonomik yapı korkusu ile yaşamak istemiyor.
Bu ülkede büyük çoğunluk; fikirlerinden dolayı gece yarısı evlerinden alınma korkusu ile yaşamak istemiyor.
Bu ülkede büyük çoğunluk; Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizin üniter devlet yapısının yıkılarak, ülkemizin kültürel ve karakter yapısına asla uymayacak, başkanlık ve federatif bölgeler ve yönetim sistemi ile tek adam diktası ve ülkemizin bölünmesi korkusunu yaşamak istemiyor.
Bu ülkede büyük çoğunluk, sadece ve sadece; çağdaş eğitim sistemi, üretime dayalı ekonomi, adil tarafsız adalet sistemi ve hizmet istiyor.
Bu ülkede büyük çoğunluk; ayrıştıran değil birleştiren, tüm Türkiye’yi kucaklayacak tarafsız bir yönetim istiyor.
Politikacıların ve sistemin yalan söylemediği, kendi vatandaşını kandırmadığı, soyunu sülalesini yandaşını ihya etmediği bir siyasi kültür inşa etmek için çalışacağız.
7-24 kavganın, kargaşanın, kirli politikaların, sıkıntıların konuşulduğu bir ülke görmekten bıktı usandı bu halk.
Toplumsal huzur ve adil gelir dağılımı nasıl sağlanır bunun çalışmasını yapmalıyız.
Emeklilerimizin yaşam seviyeleri nasıl yükseltilebilir, nasıl Avrupalı emekliler gibi dünya turuna çıkabilir, bunların çalışmasını yapmalıyız.
İşçi memur gelirlerini, asgari ücreti nasıl insanca yaşanabilecek düzeye yükseltebiliriz. Bir tane bile işçinin burnunun kanamaması için özellikle maden ocaklarında fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde ve bütün iş alanlarında iş güvenliğini nasıl sağlayabiliriz bunların çalışmalarını yapmalıyız.
İşçinin, tarım emekçilerinin, memurların, esnafın, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, öğretmenlerin, sağlık ordusunun, emniyet güçlerinin, askeri personelin, bütün çalışma alanlarının sorunlarını kendi içerisinde tespit ederek, çağımıza yakışır şekilde, asla ayrım yapmadan çözme yoluna gitmeliyiz.
Önce toplumsal huzuru, birliği ve beraberliği sağlamalı, çağdaş eğitimi hayata geçirip beraberinde üretim dinamiklerini harekete geçirmeliyiz.Tarım, hayvancılık, bunlara bağlı yan sanayii, tekstil ve turizm… Ülkemizi bu dinamikler zenginleştirecektir…
Ülkemiz bir tarım ve hayvancılık cenneti olabilecek iken tarımsal ürünler ithal edecek hale getirilmiştir.
Ziraat Odaları, daha aktif hale getirilerek, çiftçimize her alanda aktif öncülük yapmaları sağlanmalı, ivedilikle tarım ve hayvancılığın önündeki bütün engeller kaldırılmalı, teşvik edilmeli, ödeme zorlukları içinde kalarak bütün ürettiğini yok fiyatına aracı ve tefecilere kaptıran köylü imajını, alışkanlıklarını yok edecek, onları koruyacak, ürettiğini, kooperatif sistemi daha da geliştirilerek kendisinin işleyebileceği, emeği ile kar edebileceği zengin köylülük özendirilmelidir. Sanayi dinamiklerini, tamamen ihracata yönlendirmek için devlet her türlü desteği ve kolaylığı göstermeli, turizmdeki bütün eksiklerimiz gözden geçirilmeli, turizm alanındaki bütün hizmetliler, yabancı dil ve insan ilişkileri konularında eğitilerek ve gelen turistlerin her anlamda mağdur edilmelerinin önüne geçecek ciddi önlemler alınarak, sadece birkaç komşu ülkeden değil, bütün dünyadan turist akışı sağlanmalıdır.
Vaat değil, bu ideallerimin en önde yürüyen kavgacısı olacağımın sözünü veriyorum…”